Ceza hukuku, suç teşkil eden bir haksızlığın varlığından söz edilebilmesi ve bir kişi hakkında işlemiş olduğu bu haksızlıktan dolayı ceza hukuku yaptırımı uygulanabilmesi için gerekli şartların oluşup oluşmadığı ile ilgilenen bir hukuk dalıdır. Bu kapsamda; suçun unsurlarına, ceza sorumluluğunun diğer şartlarına ve yaptırımlara ilişkin kurallar ceza hukukunun genel konularını oluşturur.
Ceza hukuku genel olarak kendi içinde üç alt disipline ayrılarak incelenir: Maddi ceza hukuku, ceza muhakemesi hukuku ve infaz hukuku.
Maddi ceza hukuku; suçun yapısal unsurlarını, ceza sorumluluğu için aranan koşulları ve yaptırımları inceler. Maddi ceza hukuku, kendi içerisinde, genel hükümler ve özel hükümler olarak ikiye ayrılır. Ceza hukuku genel hükümler kısmında suç ve yaptırım teorisine ilişkin temel bilgiler verilir. TCK’nın 1-75. maddelerinden oluşan ilk kısmı “genel hükümler” başlığını taşımakta ve bu kısımda bütün suçlar için geçerli olan ortak kurallara yer verilmektedir. Ceza sorumluluğunu ortadan kaldıran ya da azaltan nedenler (m. 24-34), hata (m. 30), teşebbüs (m. 35-36), iştirak (m. 37-41), içtima (m. 42- 44), yaptırımlar (m. 45-60) genel hükümler kısmında incelen bazı konulardır. Ceza hukuku özel hükümler kısmında ise, suç teşkil eden fiiller ve bunlara ilişkin yaptırımlar yer almaktadır. Örneğin, kasten öldürme (m. 81), kasten yaralama (m. 86), hırsızlık (m. 141), mala zarar verme (m. 151), dolandırıcılık (m. 157) özel hükümler kısmında yer alan bazı suç tipleridir.
Ceza muhakemesi hukuku, suç işlendiği şüphesi üzerine gerçekte ortada suç teşkil eden bir fiil bulunup bulunmadığı, bulunuyorsa kim tarafından ve ne şekilde gerçekleştirildiğinin aydınlatılmasına yönelik araştırma ve yargılama faaliyetlerinden oluşan süreci ve bu süreçte yer alan sujelerin hak ve yetkilerini düzenleyen kurallardan oluşur.
Ceza infaz hukuku ise, ceza muhakemesi sonunda hükmedilen yaptırımların nasıl infaz edileceğini düzenler.
Ceza hukuku, kişi hak ve hürriyetleri üzerinde en fazla etkisi olan hukuk dalıdır. Bu nedenle, ceza hukuku uygulamasında kişi hak ve hürriyetlerini güvence altına almaya yönelik bazı temel ilkeler kabul edilmiştir:
- Suçta ve cezada kanunilik ilkesi,
- Belirlilik ilkesi,
- Kıyas yasağı ve
- Zaman bakımından uygulama bunlar içinde en önemlileridir.
Suçta kanunilik ilkesi gereğince, kanunun açıkça suç saymadığı bir fiilden dolayı kimseye ceza verilemez. Keza, kanunun açıkça cezayı arttırıcı bir neden olarak öngörmediği bir husustan dolayı da kimsenin cezası arttırılamaz. Cezada kanunilik ilkesi gereğince, hiç kimse belli bir suçla ilgili olarak kanunda öngörülmeyen bir ceza ile ya da kanunda öngörülen cezadan daha ağır bir ceza ile cezalandırılamaz.
Belirlilik ilkesine göre ilgili suç tanımının suçun unsurları itibarı ile açık olması; hangi davranışın suç oluşturduğunun ve bunlar için öngörülen yaptırımların neler olduğunun herkesin anlayabileceği açıklıkta olması gerekir. Kanun koyucunun cezasını belirlediği bir davranışın koşullarını belirleme yetkisinin idari bir makama bırakılması kanunilik ilkesine aykırıdır.
Ceza hukukunda kıyas yasağı geçerlidir. Kıyas yasağı, sadece suç ve ceza içeren hükümler, yani ceza hukuku özel hükümler bakımından kabul edilmiştir. Ceza hukuku genel hükümlerde, yani suç teorisinin genel prensipleri açısından kıyas yasağı söz konusu değildir. Fakat genel hükümlerde kıyas serbest olmakla birlikte; ceza sorumluluğunun sınırlarını genişleten şekilde kıyas yapılamaz. Kıyas yasak olmakla birlikte; yorum serbesttir.
Ceza hukukunun kişi hak ve hürriyetleri açısından güvence oluşturması amacıyla kabul edilen bir diğer kurala göre; fail, fiilin işlendiği tarihte yürürlükte bulunan kanunlara göre suç oluşturması halinde cezalandırılabilir. Fiil, işlendikten sonra yürürlüğe giren bir kanunda suç olarak tanımlanmış ise; bu kanun geçmişe yürütülerek fail cezalandırılamaz. Fakat sonraki kanun failin lehine ise, geçmişe etkili olarak uygulanır. Burada kural geriye yürüme yasağıdır istisnası ise failin lehine olan kanunun geçmişe yürümesidir.